Uzun Süreli Evlilikte Cinsel İsteksizlik ve Çözüm Önerileri

Gönderi paylaş:

Uzun süreli ilişkilerde sevgi ve güven hala varlığını hissettirir. Ama eşler azalan cinsel isteklerinin farkında ve bunun sıkıntısı içindedirler çoğu kez… Bu arzuyu yeniden uyandırmak çoğu çiftler için zordur. Her sevişme anının orgazmla bitme düşüncesi çiftlere zevk almaktan çok bir an evvel sonuca ulaşma duygusunu yaşatır. Bu duygu ise kişinin seksi bir görev olarak görmesine yol açar.

Hatice, bu akşam eşiyle birlikte olmakta kararlı. Her zaman yaptığı gibi yüzüne kalın bir tabaka gece kremi sürmeyecek, o bol tişörtlerden birini giymeyecek! Kendisi ve eşi Hakan için unutulmaz bir gece hazırlayacak. İhtiraslı ve ateşli… Hakan sabah uyandığında, esneyip, gerinecek. Bunu düşünmek bile Hatice’yi yormaya yetiyor. Ama ne yazık ki bunu yapmak zorunda. Tam üç aydır birlikte olmadılar. Bunun üzücü yanı da herhangi bir nedenlerinin olmaması. Tam 12 yıldır evliler ve çocuksuzlar. Evlilikleri süresince çok az kavga ettiler. Bu nedenle arkadaşları onlarla “ne kadar sıkıcısınız” diye dalga geçiyor. Akşamları ya arkadaşlarıyla birlikte yemeğe giderler ya da evde oturup televizyon izlerler. Evleri eski olduğundan, yazın bile serindir. İkisinin de ayaklarından yün çorapları eksik olmaz.

Aslında ikisi de hayatlarından memnunlar

Hatice arada sırada eski günleri düşünür, birlikte geçirdikleri o sıcak geceler aklına gelince melankoliye kapılır ve düşüncelere dalar. Sanki o zamanlar her ikisinin de eşleri farklı kişilerdi. Her an birlikte olmak isteyen, her yerde sevişen, boş vakitlerini yatakta geçiren, şehvetle birbirlerinin kollarına atılan sanki onlar değildi… Peki ne oldu bu coşkuya? Bir rüzgar gibi esip geçti mi?

Hatice, televizyonda talk show izleyen Hakan’a yaklaşırken hala onun eskisi gibi koktuğunu far keder. Hatice onu boynundan öpünce Hakan isteksizce “Bir şey mi var hayatım?” diye mırıldanır. Hatice yatağa yatıp onu beklemeye başlar. Üşür, çünkü çıplaklığıyla onu şaşırtmak ister. Nihayet… Hatice onun dişlerini fırçaladığını ve son gargarasını yaptığını duyar. Hakan, usulcacık gelip, yorganın altına girer. Hatice derin derin nefes alır ve ona sokulur. Hakan elindeki aynayı komedinin üzerine koyup: “Okumaya devam edebilir miyim, yoksa hemen şimdi mi istiyorsun?” der. Hatice de ona ‘okumaya devam et deyip, uykuya dalar. Bu anlatılan olay tiyatrodan alınmış bir sahne değil, aksine gerçeğin ta kendisi… Birçok çift kısa bir süre sonra birbirini gittikçe daha az arzulamaya başlar.

Bu seksüel isteksizlik birçok çiftte görüldüğü halde, bir sır gibi saklanır. Yapılan araştırmalara göre uzun süredir birlikte olan çiftlerin ancak yüzde 12’si cinselliğe önem vermekte. Yaşları ilerlemiş olduğu halde birlikte olan çiftler günümüzün son örnekleri arasında. Buna rağmen bu konuda hiç kimse açık sözlü davranmaz, gerçeği en yakın arkadaşlarımızdan bile gizler, söylemeye utanırız.

32 yaşında ve 8 yıllık evli olan Dilek: “Geçen gün bir arkadaşa yemeğe davetliydim. Beş çifttik. Birdenbire onlara “ne kadar sık cinsel ilişkide bulunuyorsunuz’ gibilerinden bir soru yönelttim. Kısa bir sessizlik oldu. Sanki kötü bir şey yapmıştım” dedi. Çiftler arasındaki bu arzu gün geçtikçe azaldığından, fark etmeleri yıllar alır. İlk belirtiler dikkate alınmaz veya görmemezlikten gelinir. Zaman geçtikçe öpüşmeler azalır, yataklara ayrı ayrı gidilir, lahana gibi kat kat giyinilir, artık birbirlerini çıplak görmek imkânsızlaşır. Birlikte geçirilen romantik saatlerin yerini saniyeler alır.

Cinsel Yaşamda Zamanlama Çok Önemli

Yoğun geçirilen bir iş gününden sonra da birlikte hoşça vakit geçirmek için eşler için çok yorgun olurlar. Eşimizin vücudunun her köşesini, her kıvrımını, erojen bölgelerini tanıdıkça, beden dilimiz de erotikliğini ve renkliliğini kaybeder. 4 yıldır evli olan Dilek anlattı: “Artık Kerim’e karşı kendimi yeterince çekici bulmuyorum. Tabii o da bana eskisi gibi seksi görünmüyor. Bunun yerine birbirimizi kardeş gibi görmeye başladık.” Zamanla eşler sadece görüntü olarak algılanmaya başlanır. Onu çıplak görür ve şöyle düşünürüz: “Aslında çok güzel bir başı var”, gibi… Sanki çok güzel desenli bir koltuğu inceler gibiyizdir. Nasıl ki kayak kaymakta, yemek yapmakta ve dans etmekte her geçen gün ustalaşırsak, aşkta da bunun tam tersi olur. İçtenlik duygusu kaybolur ve eşler birbirlerine cinsel fantezilerini açıklamaktan utanırlar.

Tıpkı ısınmayan ve çalışmayan bir motor gibi… Ancak sadece eski çiftler değil yeni çiftler arasında yapılan araştırmalar da bunları doğrulamaktadır. 10 çiftten sadece biri cinsel ilişkilerinden mutluluk duyar.

Her iki cinsiyet de mesleklerinde birbirleriyle rekabet ederken, kadınlar erkek meslektaşlarının tacizleriyle baş etmeye çalışırlarken, seks için istekli olmamaları normal. 7 yıllık evli olan Nalan soruyor: “Geceleri karanlıkta eşimin yanında yatmayı ve gündüzleri oturup sohbet etmeyi seviyorum. Ama onun yumuşak penisini elime alınca neden hiçbir şey hissetmiyorum, neden o uyarılmıyor?”. Eşler, bu isteksiz geceleri çoğunlukla sakin karşılar ve kabullenir, fakat bu konu hakkında ikisi de tek bir sözcük etmez.

Cinsellikte Uyumlu Olmak

Arkadaş ziyaretleri, eğlenceler, yemekli toplantılar; yemek, yaşlılığın erotizmi olur. Aile Danışma Merkezleri uzmanları, uyumlu insanların, uzaklık ve yakınlık arasında gidip gelmekten hoşlanmadığını, sessizlik ve sakinliği tercih ettiklerini belirtmekteler. Aşırı ilgi ve yakınlık onları sıkar. Eşler samimileştikçe, cinsel çekiciliklerini yitirir ve birbirlerine yabancılaşırlar. Birbirlerine olan güvenin yerini güvensizlik alır. Peki, yıllarca birlikte yaşadığımız, yatağımızı paylaştığımız, televizyon izlerken ayağımıza masaj yapan eşimize nasıl böyle birdenbire yabancılaşırız?

Uzun yıllardır birlikte olduğum eşimi yeniden arzulamak için ne yapmalıyım? Eşler birbirlerini seçtikten ve ailelerini genişlettikten sonra, cinsellik onlar için gereksiz bir ayrıntı olur. Burada yapılması gereken, konusunda uzman bir psikoloğa başvurmak ve yansıra erotizmi uyarıcı ortamlar yaratmaya çalışmaktır. Gülden kısa bir süre önce eşi Harun’a, “Hep yatakta sevişiyoruz, biraz da değişik yerlerde sevişelim,” demiş ve eşi de bunu onaylamış. İkisi birden evin içini dolaşıp, uygun bir yer aramışlar. “Koltuk, çok dar. Masa, çok sert. Küvet, çok rahatsız. En iyisi yine yatakta yapalım,” demişler ve kuralı bozmamışlar.

Bu yatak alışkanlığının biyokimyasal nedenleri de vardır. Seks bağımlı bir değişkendir ve uyumdan çok heyecan gerektirir. Birçok insan değişikliği monotonluğa tercih eder, çünkü duyguları bu şekilde harekete geçer. Âşık olduğumuz ilk günlerde heyecanımız doruktadır. Üç yıl sonraysa vücudumuz yorgunluktan bitkin düşer. Heyecanın yerini dostluk ve bağlılık alır. Artık cinsel hayatımız eskisi gibi yoğun olmamaya başlar. Şöyle demiş bir şair: “Evlilik seksüel güdüleri öldüren bir enstitüdür”. Uzmanlar, kadınların bu konuyu daha kolay kabullendiklerini belirtmekte. Uzun süreli ilişkilerde kadınların bedeni doyuma ulaşmamaya kolayca alışır.

Hiç orgazm olmamaktansa, tatmin etmeyen bir ilişki daha mı iyi?

Eşlerin birlikte olma sıklıkları cinsel hayatı etkiler. Birliktelik arttıkça cinsel hayat renklenir ve canlanır. Cinsel birleşme sağlığı da olumlu etkiler. Ayrıca spor yapmaktan da daha eğlenceli olur. 36 yaşında ve 9 yıllık evli olan Sevim bu düşünceye karşı çıkıyor. Eşi Murat’a da çok kızgın. Çünkü Murat sorunsuz bir orgazm yaşamakta. Sevim onun doyuma ulaşması için çaba harcarken, Murat orada öylece yatmakta. Sevim “Onun uyurken memnun memnun gülümsediğini görünce, onu boğacak gibi oluyorum” diyor.

Cinsel yorgunluk birleşmeden sonra da devam eder. Tabii ki orgazmla sonuçlanmamış bir ilişki tatmin edici olmaz, ama yine de hiçbir şey yaşamamaktan iyidir. Tıpkı beğenmediğiniz bir yemeği yemek gibi. Ama orada öylece yatmakla da bir çözüm bulunamaz.

Erkeğin egosu şu iki noktaya bağlıdır: Para ve seks. Bu nedenle iyi bir cinsel ilişki için kadınlardan tavsiye almak onlar için zordur. Çünkü bu onların erkeklik egolarını sarsar. Ama orgazm olan erkeklerin görevi eşlerini de tatmin etmektir. Yıllardır eşinin üzerinde bilinçsizce dolaşan bu eller, kadının yardımıyla doğru yeri bulur. Bu durum düzeltilebilir. Peki neden bunu yapan siz olmayasınız?

Sağlıcakla Kalın.

İlginizi çekebilecek konular

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir