Öpücükler, gözyaşı ve kıskançlık… İki yaşına gelen çocuk iki kişiyle oyun oynamanın daha zevkli olduğunu keşfeder. Çocuklar bu arkadaşlık sayesinde paylaşmayı öğrenir ve birbirlerini korurlar. Çok yakın arkadaş olmak özel bir şeydir. Birbirini çok seven insanların birbirine dokunmak istemeleri de çok doğaldır. Birbirlerine sarılmak ve öpmek isterler. Yakın arkadaşın kız ya da erkek olması hiç fark etmez. Önemli olan kumda oynamak, birlikte hoplayıp zıplayabilmektir.
Araştırmalar sonucunda üç yaşın altındaki çocukların çift olmaktan hoşlandıkları ortaya çıkmıştır. Üç yaş ve sonrası çocukları hemcinsleriyle birlikte olmayı tercih ediyor, çünkü dört yaştan sonra çocuklar kız ya da erkek olduklarının farkına varıyor ve eğitimleri de ona göre veriliyor. Çocuklar ilgi alanları doğrultusunda arkadaş seçiyor. Erkek çocukları erkek çocuklarıyla, kız çocukları da kızlarla oynamaktan zevk alıyor.
Çocuklar da hayal kırıklığına uğrar
Bazen küçük çocuklar komşularının büyük kızlarına aşık olabilirler. Bu çok normaldir, anne baba çocuğunun erken olgunlaştığı düşüncesine kapılarak onu engellemeye çalışmamalıdır. Çünkü çocuklar böyle duygularla ne kadar erken karşılaşırsa ileride karşı cinsle iletişim kurabilmeleri o kadar kolaylaşır.
Çocuklar cinsel seçimlerini ancak ergenlik çağına geldiklerinde yaparlar. Bu çağdan önce arkadaşlıklarında hiçbir şekilde cinsellik söz konusu değildir. Anne babalar çocuklarının yaşadıkları bu yoğun duygulara müdahale etmemelidir. Çünkü çocuklar bu sayede sosyalleşir. Çevrelerindeki kişilerle iletişim kurarken yaşıtlarının davranışlarını örnek alırlar.
Anne babası oğullarının yaşadıklarını anlayabildiklerini düşünse de, uzmanlar çocukların yaşadıklarıyla yetişkinlerin yaşadıklarının hiç de aynı duygular olmadığını söylüyorlar. Çocukların hızlı bir değişim yaşadıklarını ve aynı şeyin duyguları için de geçerli olduğunu ekliyorlar. İşte bu yüzden o yaşlarda kurulan arkadaşlıklar pek uzun sürmez. Her ne kadar çocuklar arkadaşlıklarının sonsuza kadar süreceğine dair birbirlerine söz bile verseler, ertesi gün ne olacağını kendileri bile bilemez. Arkadaşlıkları aniden bitebilir.
Anne baba çocuklarının üzüntüsünü ortadan kaldıramazlar. Çocuğun hislerini ciddiye almaları gerekir. Bunun için:
- Çocuğun yaşadıklarıyla dalga geçmemeleri gerekir, çünkü çocuk yaşadıklarını çok ciddiye alır.
- Çocuğu oyalamak gerekir. Aklına başka şeyler getirmek için onunla birlikte oyunlar oynayabilirsiniz. Fakat onu kesinlikle zorlamamalısınız.
- Anlayış gösterin. Kendi çocukluğunuzdan örnekler verin. Örneğin, “ben de senin yaşındayken senin yaşadıklarının benzerini yaşadım. Bu yüzden seni çok iyi anlıyorum” gibi.
- Arkadaşını suçlayıcı konuşmalar yapmayın. Örneğin, “İşte bak, şimdi onun gerçek yüzünü görüyorsun. Ondan kurtulduğuna dua et!” gibi cümleler çok yanlıştır. Daha çok “arkadaşın kötü biri değil. Bu davranışıyla sana acı verdiğinin farkında değildir” gibi cümleler kullanmalısınız.
Çocuğunuza gereksiz yere umut vermeyin. “Üzülmene gerek yok, nasıl olsa geri gelir” gibi boş umutlar çocuğu daha da üzebilir. Çocuğunuzun kalbi sonsuza kadar kırık kalmayacaktır. Ergenlik çağındaki gençlerin hayal kırıklıklarıyla küçük çocukların hayal kırıklıkları hiçbir şekilde birbirine benzemez. Bu nedenle endişeye kapılmanız yersizdir.
Sağlıcakla Kalın.
Keşfetmeye Devam Edin